a suitcase

listen to the pronunciation of a suitcase
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a suitcase в Английский Язык Турецкий язык словарь

suitcase
{i} bavul

Biri benim bavulumu çaldı. - Somebody has stolen my suitcase.

Bavulu açamayasın diye anahtarı gizleyeceğim. - I shall hide the key so that you cannot open the suitcase.

bag
{i} torba

Onu benim için bir alışveriş torbasına koyar mısınız? - Could you put it in a shopping bag for me?

Kağıt torbaları tekrar tekrar kullanmalısın. - You should use the paper bags again and again.

bag
{i} poşet

Sanırım insanlar tek kullanımlık poşetleri kullanmayı durdurmalı. - I think people should stop using disposable shopping bags.

Tom cebinden bir şeker poşeti çıkardı ve Mary'ye biraz teklif etti. - Tom pulled out a bag of candy from his pocket and offered some to Mary.

bag
{i} çanta

Şu çantaları taşımaya yardım ettim. - I helped carry those bags.

Çantam çok eski. Yeni bir tane almalıyım. - My bag is too old. I must buy a new one.

bag
{i} sevimsiz kadın
suitcase
valiz bavul
bag
yığınla
bag
çuval
bag
yürütmek
bag
bir çuval
bag
(hayvan) öldürmek
suitcase
valiz

Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu. - The suitcase contained nothing but dirty clothes.

Tom'a sarıldıktan sonra, Mary valizini aldı ve gitti. - After hugging Tom, Mary picked up her suitcase and left.

bag
bag and
bag
{f} torbaya koymak
bag
{f} torbalamak, çuvala koymak
bag
argo bir paket esrar
bag
{f} torbalanmak
bag
{i} çekilmez kadın
bag
{f} yakalamak
bag
{f} germek
bag
torbaya veya çuvala koymak
bag
{f} aşırmak
suitcase
{i} çanta

Henüz çantana bir şey koymadın. - You haven't put anything in your suitcase yet.

Ben biletimi alırken çantama dikkat et. - Keep an eye on my suitcase while I get my ticket.

Английский Язык - Английский Язык
case
bag
suitcase
To trade using samples in a suitcase
suitcase
a portable rectangular traveling bag for carrying clothes; "he carried his small bag onto the plane with him"
suitcase
A suitcase is a box or bag with a handle and a hard frame in which you carry your clothes when you are travelling. It did not take Andrew long to pack a suitcase
suitcase
Large (usually rectangular) piece of luggage used for carrying clothes, and sometimes suits, when travelling
suitcase
{i} rectangular traveling bag, valise
a suitcase

    Расстановка переносов

    a suit·case

    Турецкое произношение

    ı sutkeys

    Произношение

    /ə ˈso͞otˌkās/ /ə ˈsuːtˌkeɪs/
Избранное