Masada bol miktarda taze yumurta var.
- There are plenty of fresh eggs on the table.
Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
- The troops had plenty of arms.
Pek çok insana danıştık.
- We consulted plenty of people.
Yeni bir baba olarak, ben ilk çocuğuma pek çok kitap verdim.
- As a new father, I gave my first child plenty of books.
Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
- The troops had plenty of arms.
Köyde bol miktarda kirpi olacağına söz verdin!
- You promised that there would be plenty of hedgehogs in the village!
Bu daktilo oldukça sık kullanılmıştır.
- This typewriter has seen plenty of use.
Çok daha fazlasına sahibim.
- I've got plenty more.
Bunlardan çok daha fazlası vardır.
- There are plenty more of those.
I think six eggs should be plenty for this recipe.