a sudden attack; an onslaught

listen to the pronunciation of a sudden attack; an onslaught
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a sudden attack; an onslaught в Английский Язык Турецкий язык словарь

rush
{f} acele etmek

Daha dikkatli ol.Her şeye acele etmek işlerini berbat edecektir. - Be more careful. Rushing through things is going to ruin your work.

Ben hiçbir şeye acele etmek istemedim. - I didn't want to rush into anything.

rush
{f} koşturmak
rush
{f} sıkıştırmak
rush
saldırış
rush
furya
rush
üstüne çullanmak
rush
istek
rush
hasırotu
rush
aşıkmak
rush
saldırı
rush
kakma
rush
{i} üşüşme
rush
(Tıp) Hız hücum (kan, vs.) hızlı hareket
rush
{f} aceleye getirmek

Biz bunu aceleye getirmek istemiyoruz. - We don't want to rush it.

rush
{i} hücum

Herkes bana doğru hücum etti. - Everybody rushed towards me.

Altına hücûm burada başladı. - The gold rush began here.

rush
{f} saldırmak
rush
{f} düşünmeden girişmek
Английский Язык - Английский Язык
rush
a sudden attack; an onslaught
Избранное