Gezi çok fazla para gerektirir.
- The trip calls for a lot of money.
Yurt dışında bir geziye davet edildim, ama ben gitmek istemiyorum.
- I've been invited on a trip abroad, but I don't want to go.
Bir gezintiye gidelim.
- Let's go on a road trip.
At tökezleyip şovalyeyi düşürmüş olmalı.
- The horse must have stumbled and have toppled the knight.
Çocuk tökezledi ve dizlerinin üstüne düştü.
- The kid stumbled and fell to his knees.
Takılıp düşmemeye çalışıyorum.
- I'm trying not to be trip and fall.
Tom ayağı takılıp düşmemeye çalışıyor.
- Tom is trying not to be trip and fall.
I always stumble over verbs in Spanish.
... has never been easy sometimes we stumble ...
... Isaac Newton do? When he was 23 years old, not only did he stumble upon the force of ...