a struggle, strong endeavor, attempt

listen to the pronunciation of a struggle, strong endeavor, attempt
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a struggle, strong endeavor, attempt в Английский Язык Турецкий язык словарь

effort
{i} gayret

Eğer gayret etmezse, hiç kimse İngilizceye hakim olamaz. - No one can master English if he doesn't make effort.

Gayretin övgüye şayan. - Your effort deserves praise.

effort
{i} çaba

Çabalar her zaman faydalı olmaz. - Efforts do not always pay off.

Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır. - In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.

effort
(Askeri) GAYRET, ÇALIŞMA, ÇABA
effort
(Askeri) çalışma

Ortak çalışmaya dayalı bir çabaydı. - It was a collaborative effort.

Gece boyu süren sağanak yağış, mahsur kalan feribottaki kazazedeleri kurtarma çalışmalarına sekte vurdu. - Heavy rain throughout the night has hampered efforts to rescue survivors from the stricken ferry.

effort
ceht
effort
teşebbüs
effort
çaba harcama

Tom özür dilemek için hiçbir çaba harcamadı. - Tom made no effort to apologize.

Herkes kendi dilini öğrenir ve asla diğer dillerden bir tek sözcük bile öğrenmek için herhangi bir çaba harcamaz. - Everybody learns their own language and never make any effort to learn even one word of other languages.

effort
{i} çabalama
effort
kudret
effort
effortless gayretsiz
effort
{i} girişim

Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır. - In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.

effort
{i} deneme
effort
{i} gayret, çaba, efor
effort
kendini sıkma
effort
çaba göstermeyen
effort
{i} eser
Английский Язык - Английский Язык
{n} effort
a struggle, strong endeavor, attempt

    Расстановка переносов

    a struggle, strong endeavor, at·tempt

    Произношение

Избранное