Bu bilgisayarın bir Pentium işlemcisi var.
- This computer has a Pentium processor.
Ben sana yeni bir kelime işlemci satın alacağım.
- I will buy you a new word processor.
Modern tıbbın ilerlemesi uzun bir süreçti.
- The advancement of modern medicine was a long process.
En iyi çözüm yolu sadece, deneme-yanılma yöntemi ile bulunabilir.
- The best solution can only be found by a process of trial and error.
Tarih, her daim devam eden bir süreçtir.
- History is an ever-ongoing process.
Demokratik fikirlerin o ülkeye tanıtılması yavaş bir süreç olacak.
- Introducing democratic ideas into that country will be a slow process.
Ben sana yeni bir kelime işlemci satın alacağım.
- I will buy you a new word processor.
Bu bilgisayarın bir Pentium işlemcisi var.
- This computer has a Pentium processor.
Onu şu anda yapma aşamasındayım.
- I'm in the process of doing that right now.
Bu çok aşamalı bir süreçtir.
- It is a multi-stage process.