a small branch from a tree or bush

listen to the pronunciation of a small branch from a tree or bush
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a small branch from a tree or bush в Английский Язык Турецкий язык словарь

stick
{f} batırmak
stick
{f} takılmak

Ne olduğunu görmek için biraz daha takılmak istiyorum. - I'd like to stick around a little longer to see what happens.

Tom ne olacağını görmek için takılmak istiyordu. Ne yazık ki, gitmek zorunda kaldı. - Tom wanted to stick around to see what would happen. Unfortunately, he had to leave.

stick
kaynamak
stick
bulaşmak
stick
hançerlemek
stick
sokmak

Diğer insanların işine burnunu sokmaktan vazgeç. - Stop sticking your nose into other people's business.

stick
{f} takılıp kalmak
stick
koymak
stick
{f} (stuck)
stick
(Askeri) (AIR TRANSPORT) PARAŞÜTÇÜ GRUBU (HAVA ULAŞTIRMA): Bir atlama penceresi veya kapısından, uçağın bir atlama bölgesi üzerinden bir geçişinde atlayan paraşütçü grubu
stick
{i} direk
stick
{i} ardarda atılan bombalar
stick
(Askeri) LEVYE: Bir uçakta, normal uçuş sırasında kanatçık ve irtifa dümenlerini hareket ettiren ve uçağın yatış ve irtifa değişikliğine komuta eden manivela. Bu manivela, normal uçuşta, uçağın gidiş yönünü değiştiren istikamet dümenlerini çalıştırmaz
stick
{i} (şerit halindeki çiklet/tebeşir/mobilya için) parça: Give me a
stick
{f} takmak
stick
idare kolu
stick
{i} kol

Kollarınız o çubuktan daha önemlidir, bu nedenle kolunuzu kullanmak yerine çubuğu kullanın. - Your arms are more important than that stick, so instead of using your arm, use the stick.

stick
{f} bırakmamak
stick
{i} engel (yarış)
stick
{i} uçaktan ardarda atlayan askerler
Английский Язык - Английский Язык
stick
stick

The nest was made out of sticks.

a small branch from a tree or bush

    Расстановка переносов

    a small Branch from a Tree or Bush

    Турецкое произношение

    ı smôl bränç fırm ı tri ır bûş

    Произношение

    /ə ˈsmôl ˈbranʧ fərm ə ˈtrē ər ˈbo͝osʜ/ /ə ˈsmɔːl ˈbrænʧ fɜrm ə ˈtriː ɜr ˈbʊʃ/
Избранное