Koyun bize yün verir.
- Sheep provide us with wool.
Tabiri caizse, o başı boş bir koyun.
- He is, as it were, a stray sheep.
O, kuzu postuna bürünmüş bir kurt.
- He is a wolf in sheep's clothing.
Kuzu postuna bürünmüş kurttan sakının.
- Beware the wolf in sheep's clothing.
Bana o koyun etinden biraz ayır. Bir parça et için açlıktan ölüyorum.
- Save me some of that mutton. I'm starving for a bit of meat.
Bana o koyun etinden biraz ayır. Bir parça et için açlıktan ölüyorum.
- Save me some of that mutton. I'm starving for a bit of meat.
... sheep. As soon as I move into a city, those children convert from an asset to a liability. ...
... the large on the leading plane seem desolate with only herds of sheep ...