Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a share, a part

listen to the pronunciation of a share, a part
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a share, a part в Английский Язык Турецкий язык словарь

snack
{i} aperatif

O bize bir aperatif hazırladı. - She fixed us a snack.

Biz önceden aperatifleri hazırladık. - We prepared snacks beforehand.

snack
abur cubur

Aç olamazsın. Birkaç dakika önce abur cubur yedin. - You can't be hungry. You had a snack a few minutes ago.

Tuzlu krakerler çocukların en sevdiği abur cuburdu. - Salted pretzels were the favourite snack of the kids.

snack
(Gıda) atıştırma

Öğünler arasında atıştırmak kötü bir alışkanlıktır. - Snacking between meals is a bad habit.

Öğleden sonra atıştırmalığı için krem karamel yedim. - I had some custard pudding for an afternoon snack.

snack
(Gıda) atıştırmak

Öğün aralarında atıştırmaktan nasıl uzak duruyorsun? - How do you avoid snacking between meals?

Öğünler arasında atıştırmak kötü bir alışkanlıktır. - Snacking between meals is a bad habit.

snack
aperitif
snack
çerez
snack
ara öğün

Okuldan sonra çocukların bir ara öğünü var. - Children have a snack after school.

snack
çerezlenmek
snack
hafif şeyler yemek
snack
hafif yemek
snack
( yemek aralarında yenilen) tatlı, çerez, meyve v.b. hafif şeyler yemek, çerezlenmek; on (tatlı, çerez, meyve v.b.) yemek
snack
hafif şeyler yemek, çerezlenmek; on (tatlı, çerez, meyve v.b.) yemek
snack
{f} hafif şeyler yemek, çerezlenmek; on (tatlı, çerez, meyve v.b.'ni) yemek
snack
bir iki lokmalık yemek
snack
snack bar alaminüt yemeklerin yendiği lokanta
snack
yemekler arası atıştırmak
snack
{i} (yemek aralarında yenilen) tatlı, çerez, meyve v.b
snack
atıştır

Öğünler arasında atıştırmak kötü bir alışkanlıktır. - Snacking between meals is a bad habit.

O, atıştırma alışkanlığı kazandı. - He acquired the habit of snacking.

snack
(isim) aperatif, meze, hafif yemek, pay
Английский Язык - Английский Язык
{n} snack