Şu anda bu hastalığı tedavi etmek tıbben mümkün değildir.
- At present it is medically impossible to cure this disease.
Doktorlar onu tedavi etmek için ellerinden gelen her şeyi yaptı.
- Doctors did everything they could to cure him.
Onun hastalığını tedavi edebilecek herhangi bir doktor yoktu.
- There was no doctor who could cure her illness.
Spor onun aşağılık kompleksini tedavi etti.
- Sports cured him of his inferiority complex.
Onun hastalığının bir çaresi yoktur.
- His illness is without a cure.
Çaresi yoksa katlanmak gerekir.
- What can't be cured must be endured.
Onun hastalığının bir çaresi yoktur.
- His illness is without a cure.
Deneyelim ve bir çare bulalım.
- Let's try and find a cure.