Mevcut sisteme inançlarını kaybettiler.
- They lost faith in the existing system.
İnanç her şeyi mümkün kılar....aşk her şeyi kolaylaştırır.
- Faith makes all things possible.... love makes all things easy.
O, benim paramı çalmaz, ona güvenim var.
- He will not steal my money; I have faith in him.
İnsanlar bankalara güvenini kaybettiler.
- People lost faith in banks.
Bir dua, iman olmadan işe yaramaz.
- A prayer without faith is useless.
Hristiyan inancında, imanlıların inancına göre, tek bir tanrının vardır ve İsa tanrının oğludur.
- In the Christian faith, followers believe that there is only one God, and Jesus Christ is the Son of God.
Köpeklerin vefakarlığı bizi etkiler.
- Dogs' faithfulness impresses us.
Diğer bir deyişle, o bir inanç adamı.
- In other words, he is a man of faith.
İnanç her şeyi mümkün kılar....aşk her şeyi kolaylaştırır.
- Faith makes all things possible.... love makes all things easy.
Dinsel inancımı yitirdim.
- I've lost my religious faith.
Kız kardeşinin aksine, o, ebeveynlerinin ona verdiği dini inancı korudu.
- Unlike his sister, he has retained the religious faith his parents brought him up in.
Sözüne sadık olmalısın.
- You must be faithful to your word.
The Christian faith has been spread by proselytizing.