Tom'un onay derecesi düşüyor.
- Tom's approval rating is dropping.
Sadece sıkı çalışırsanız, seviyeleriniz çok gelişecek.
- If you just work hard, your grades will improve a lot.
Seviyemi yükseltmek için çaba sarfettim.
- I made efforts to improve my grades.
Çekicilikle insanları değerlendirme düşüncesi benim için adil görünmüyor.
- The thought of rating people by attractiveness does not seem fair to me.
Bu tekne üstün kaliteli alüminyum ve yüksek güçlü demir ile yapılır.
- This boat is made with high grade aluminum and high strength iron.
Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.
- The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research.
Test notlarının ne kadar önemli olduğu hakkında bir fikrin var mı?
- Do you have any idea how important your test grades are?
They have a poor credit rating.
... Very high rating, 4.6. ...
... Has a high rating. ...