Broşüre hızla göz atmak.
- I glanced through the brochure.
Buna göz atmak isteyebilirsin.
- You might want to glance at this.
İlk bakışta kolay görünüyor.
- At a first glance it seems easy.
Bana bir bakış fırlattı.
- She gave a glance at me.
O, evraklara bir göz attı.
- He took a glance at the papers.
Gazeteye sadece göz atmak istiyorum.
- I just want to glance at the paper.
... So let's take a quick look. ...