Deyiş bize oldukça tanıdık.
- The saying is quite familiar to us.
O benim en sevdiğim deyiş.
- That's my favorite saying.
Zamanın para olduğunu söylemeye gerek yok.
- It goes without saying that time is money.
Aynı şeyi söylemenin çok daha iyi ve kısa bir yolu yok mu?
- Isn't there a much better and shorter way of saying the same thing?
Meşgul olduğunu söyleyerek ricamı reddetti.
- He declined my request, saying that he was busy.
Öyle bir şey söyleyerek beni terletiyorsun.
- You are making me sweat saying a thing like that.
Galiba sen bugün söylediğim bir sözü anlamıyorsun.
- You probably don't understand a word I'm saying today.
Müvekkilim başka bir söz söylemiyor.
- My client isn't saying another word.
Ben onun öyle söyleyişini hatırlıyorum.
- I recollect his saying so.
O, annesinin öldüğünü söyleyen bir telgraf aldı.
- He received a telegram saying that his mother had died.
O bana yarın sabah onda varacağını söyleyen bir mektup gönderdi.
- He sent me a letter saying that he'd arrive at ten tomorrow morning.
Bu atasözü aniden popüler oldu.
- This saying suddenly became popular.
Bu atasözü bir gecede popüler oldu.
- This saying became popular overnight.
En sevdiğin özdeyiş nedir?
- What's your favorite saying?