Ben bir devlet memuruydum.
- I was a public servant.
Ben bir devlet memuruydum.
- I was a public servant.
İmparator, kölelerinden birine kendisini öldürmesini emretti.
- The Emperor ordered one of his servants to kill himself.
İmparatora gelince, o dünyanın hükümdarıdır. Barbarlara gelince, onlar dünyanın uşaklarıdır.
- As for the Emperor, he is the ruler of the world. As for the barbarians, they are the servants of the world.
Bir uşak özel bir evde bir hizmetçi olarak çalışan adamdır.
- A manservant is a man who works as a servant in a private house.
Tom hizmetçilerine karanlıkta yemek yedirdi.
- Tom made his servants eat in the dark.
Ona hizmet edecek üç hizmetçisi vardı.
- He had three servants to wait on him.
Kapa çeneni, cehennemin kulu!
- Shut up, servant of hell!
O sadece Çizmeli Kedi görüntüsünü kullanmak zorunda kaldı. Ben onun sadık uşağıydım.
- She just had to use her Puss-In-Boots look and I was her devoted servant.