a product, amount, profit, gain, fruit

listen to the pronunciation of a product, amount, profit, gain, fruit
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a product, amount, profit, gain, fruit в Английский Язык Турецкий язык словарь

produce
üretmek

Onların arasında Hindistan ve Brezilya dünyanın papayasının yarısından daha fazlasını üretmektedir. - Between them, India and Brazil produce over half the world's papaya.

Dil bilgisi açısından doğru olan cümle üretmek için çalışman gerekir. - You should try to produce grammatical sentences.

produce
{f} yetiştirmek
produce
yapmak (film)
produce
sebze ve meyve
produce
tarım ürünleri
produce
imal etme
produce
(film) sahneye koymak
produce
husule getirmek
produce
ürün

Şirket soya sosu ve diğer gıda ürünlerini üretiyor. - The company produces soy sauce and other food products.

İngiltere, İspanyol ürünü ithal ediyor. - England imports Spanish produce.

produce
yapmak
produce
ortaya koymak
produce
{i} sonuç

Benzer sebepler benzer sonuçlar üretirler. - Like causes produce like results.

Sonuçta, onların ulaşım formu hiç kirlilik üretmez. - After all, their form of transport produces no pollution at all.

produce
{f} yönetmek [tiy.]
produce
{f} göstermek

Polis fiziksel kanıt göstermekte başarısız oldu. - Police failed to produce physical evidence.

produce
{f} (meyve/sebze) vermek
produce
ortaya çıkarmak
produce
{i} mahsul
Английский Язык - Английский Язык
{n} produce
a product, amount, profit, gain, fruit
Избранное