Prenses altından yapılmış bir arabaya bindi.
- The princess rode in a golden carriage.
Bebek arabasında uyuyan bebek, bir melek kadar sevimli.
- The baby sleeping in the baby carriage is as cute as an angel.
Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı.
- Automobiles replaced carriages.
O, vagona girmek istedi.
- She wanted to enter the carriage.
Ben bir parça bagaj satın aldım.
- I bought a piece of baggage.
Bir parça kek tattım ve o lezzetliydi.
- I tried a piece of cake and it was delicious.
Bunlar birinci sınıf taşıyıcılar değil.
- These are not first-class carriages.