Bu tabanca ile hedefe nişan al.
- Aim at the target with this gun.
Bu gibi durumlarda, bir tabanca kullanışlı gelebilir.
- In situations like these, a gun might come in handy.
Tom hastaneden serbest bırakıldı, ama ateşli silah yarası hâlâ iyileşiyordu.
- Tom had been released from the hospital, but he was still recovering from the gunshot wound.
Tom bir ateşli silah yarasından şiddetli kanama geçiriyordu.
- Tom was bleeding heavily from a gunshot wound.
Mafya babası makineli tüfek ateşi yağmurunda öldürüldü.
- The mafia boss was killed in a hail of machine gun fire.
Onlar tüfeklerle silahlandılar.
- They armed themselves with guns.
Tom çabucak silahını yeniden yükledi ve ateş etti.
- Tom quickly reloaded his gun and fired.
Tom silahını çekti ve Mary'ye ateş etti.
- Tom pulled out his gun and shot Mary.
Ben uzaktan top ateşi duyuyorum.
- I've been hearing gunfire in the distance.
Tom, Mary parayı toplarken rehineleri silahla tuttu.
- Tom held the hostages at gunpoint while Mary gathered the cash.
Avcı silaha cephane koydu.
- The hunter put ammunition in the gun.
ABD'deki silah sahiplik oranı, dünyanın en yükseğidir.
- The U.S. gun ownership rate is the highest in the world.
Neden ABD hükümeti insanların silah almalarına izin verdi?
- Why does the US government let people have guns?
Birbirlerini vurmak için silahlarını kullandılar.
- They used their guns to hit each other.