Ben bir parça bagaj satın aldım.
- I bought a piece of baggage.
Tom kız kardeşine bir parça kek kesti.
- Tom cut his sister a piece of cake.
O, masayı fincanlarla, çay bardağı tabaklarıyla, tabaklarla ve büyük düz tabaklarla donattı.
- He set the table with cups, saucers, plates and chargers.
Plakalar nerede düzenlenmiş?
- Where are the plates arranged?