Onun o kadar üzerinde titrememelisin. O bağımsız olmayı öğrenmeli.
- You shouldn't coddle her so much. She needs to learn to be independent.
Anlaşma Texas'ı bağımsız hale getirdi.
- The treaty made Texas independent.
O, akıllı ve özgür bir kız.
- She's a smart and independent girl.
Ben daha özgür olmak istiyorum.
- I want to be more independent.
O daha bağımsız olmak istiyor.
- He wants to be more independent.
Kendi ayakların üzerinde durmak bağımsız olmak anlamına gelir.
- To stand in your own feet means to be independent.
Tom çok başına buyruktu.
- Tom was very independent.
Büyük annem başına buyruk birisidir.
- My grandma is a very independent person.