Daimi barış, illüzyondan başka bir şey değildir.
- Permanent peace is nothing but an illusion.
İyi ücretli daimi bir iş bulmak zordur.
- It is difficult to find a well paid permanent job.
Lütfen bana kalıcı adresinizi verin.
- Please give me your permanent address.
Bayan Brown, o uygun şekilde yemek yemezse, kalıcı kilolu olacağı konusunda Beth'i uyardı.
- Mrs. Brown warned Beth that if she didn't eat properly she would be permanently overweight.
Adam, gümüş solüsyonu içtikten sonra sürekli olarak mavileşti.
- The man turned permanently blue after he drank the silver solution.
Süreklilik ekstra bir maliyettir.
- A permanent is extra.
Süreklilik ekstra bir maliyettir.
- A permanent is extra.
Permakültür, ekolojik tasarımın bir dalıdır.
- Permaculture is a branch of ecological design.
Nothing in this world is truly permanent.
... a permanent were for ...
... It won't just be some type of permanent colony on Mars? ...