John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
- John is not as old as Bill; he is much younger.
Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil.
- This ship is not fit for an ocean voyage.
Onun 100 dolardan az parası yok.
- He has not less than 100 dollars.
Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu.
- There was nothing but an old chair in the room.
Neyin doğru olmadığını asla söylemem.
- I never say what is not true.
Tom öyle bir şeyin bir daha asla olmayacağını söyledi.
- Tom said that nothing like that would ever happen again.
Tüm gün katiyen bir şey yemedim.
- I ate absolutely nothing the whole day.
Katiyen yapmayacaksın.
- You'll do nothing of the kind.