Bir uçak dağ üzerinden uçtu.
- An airplane had flown over the mountain.
Köpek çitin üzerinden bahçeye atladı.
- The dog jumped over the fence into the garden.
Hızlı kahverengi tilki tembel kahverengi köpeğin üstüne atladı.
- The quick brown fox jumped over the lazy brown dog.
O, pijamasının üstüne kaftan giydi.
- He wore a robe over his pajamas.
Gösteri neredeyse bitmişti.
- The performance was almost over.
Her şey bitmiş sayılmaz.
- It ain't over till it's over.
Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.
- Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
Soğuk algınlığımı atlatmam bir aydan daha fazla zamanımı aldı.
- It took me more than one month to get over my cold.
Helen'in forumu bir veya iki fırın eldiveni kullanılıp kullanılmayacağı üzerine uzlaşmaz bir bölünme yaşadı.
- Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts.
Kızının ölümü üzerine ağladı.
- He wept over his daughter's death.
Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.
- Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water.
Borçları 1,000 doların üstündedir.
- His debts amount to over $1,000.
Tom'un sorunçıkaran günleri bitti.
- Tom's troublemaking days are over.
Lütfen doğum gününün bittiğini söyleme.
- Please don't say your birthday is over.
Tom çok fazla yediği için hastalandı.
- The reason Tom got sick was because he overate.
O başladığı işle çok çok fazla para kazanıyor.
- She's making money hand over fist with the business she started.
Baştan sona kapıyı beyaza boyadı.
- He painted the door over white.
Teslim etmeden önce kağıdını baştan sona oku.
- Read over your paper before you hand it in.
Ulus devletlerin varlığı, dünya'nın geri kalanında Avrupa'ya büyük bir avantaj sağladı.
- The existence of nation-states gave Europe a great advantage over the rest of the world.
Partiden arta kalan birçok yemek vardı.
- There was a lot of food left over from the party.
Tom yukarıdan geçen helikopterleri duyabiliyordu.
- Tom could hear helicopters overhead.
Tom yukarıdan geçen bir helikopter duydu.
- Tom heard a helicopter overhead.
Satın almadan önce evi iyice inceledik.
- We went over the house thoroughly before buying it.
Onu iyice düşünmem için bana biraz zaman ver.
- Give me some time to think it over.
O makaleyi tekrar tekrar okudu.
- He read the article over and over again.
Delegeler tekrar tekrar oy kullandı.
- Delegates voted over and over again.
Artık onun hakkında konuşmayalım.
- Let's not go over that again.
Telefonda onunla konu hakkında konuştum.
- I spoke to him about it over the telephone.
Sen bu iş için gereğinden fazla niteliklisin.
- You're overqualified for this job.
Bu iş için gereğinden fazla kalifiye olduğumu söylediler.
- They said I'm overqualified for that job.
Eldeki bir kuş yukardakinden daha emniyetlidir.
- A bird in hand is safer than one overhead.
Tom Mary'ye geçen altı ay içinde 34,000 dolardan daha fazla verdiğini hesapladı.
- Tom calculated that he had given Mary over 34,000 dollars in the past six months.
Tom şapkasını gözlerinin üzerine aşağıya indirdi.
- Tom pulled his cap down over his eyes.
Hatalarına bir daha asla göz yummayacağım.
- I'll never overlook your mistakes again.
Fadıl'ı bir daha kaybetmek istemiyorum.
- I don't want to lose Fadil all over again.
En zor bölüm şimdi bitti.
- The hardest part is over now.
Bölüm 14'ü okumanız gerekiyordu. O sizin hafta sonu boyunca ev ödevinizdi.
- You were supposed to read Chapter 14. That was your homework over the weekend.
Ben eminim Tom onun üstünden aşacak.
- I'm sure Tom will get over it.
Tom onun üstünden geçecek.
- Tom will get over it.
Ekim ayının bitmek üzere olduğuna inanabiliyor musun?
- Can you believe that October is almost over?
Öğretim yılı bitmek üzere.
- The school year is almost over.
O tamamen boyayla kaplanmıştı.
- He was covered all over with paint.
Onun dersi tamamen benim anlamayacağım kadar zor.
- Her lecture was completely over my head.
Babasının ölümü ile ilgili şoku atlattı.
- He got over the shock of his father's death.
Bu noktaya kadar ben dönemdeki siyasi huzursuzluğun büyümesi ile ilgili genel bir bakış sundum.
- Up to this point I have presented an overview of the growth of political unrest in the period.
Yeniden başlayamazsın.
- You can't start over.
Yeniden başlamalıyım.
- I have to start over.
Tom Mary'yi her yere götürdü.
- Tom drove Mary all over the place.
Bir taşa takıldım ve yere düştüm.
- I tripped over a stone and fell to the ground.
Yakıt maliyetinden dolayı deniz aşırı ülkelere uçuş maliyet arttı.
- The cost of flying overseas has risen with the cost of fuel.
Aşırı güvenden sakınmalısın.
- You should beware of overconfidence.
Lech Wałęsa 1980'de tersane çitinin üzerinden atladı.
- Lech Wałęsa jumped over the shipyard fence in 1980.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
- Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
O otuzu aşkın olamaz; o hâlâ yirmili yaşlarda olmalı.
- She can't be over thirty; she must still be in her twenties.
Dünyada 800,000'i aşkın Baskça konuşan kişi vardır.
- There are over 800,000 Basque speakers in the world.
Bayan Klein 80 yaşın üzerinde, ama hâlâ çok aktif.
- Mrs Klein is over 80, but she's still very active.
Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
- I'm the type who likes to think things over very carefully.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
- Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
Tom şimdi baştan başa sözleşmeyi okuyor.
- Tom is reading over the contract right now.
300'ü geçkin insan tutuklandı.
- Over 300 people were arrested.
Köprünün üstünde giden trene bak.
- Look at the train going over the bridge.
Kate örtüyü masanın üstüne yaydı.
- Kate spread the cloth over the table.
Babam hava yoluyla dünyanın her yerine seyahat etti.
- My father traveled all over the world by air.
Dünyanın her yerine seyahat etmek istiyorum.
- I want to travel all over the world.
Dünyanın her yerinden binlerce insan, NASA astronotu olmak için başvuruyor.
- Thousands of people from all over the world apply to become NASA astronauts.
Dünyanın her yerinden insanlar İngilizcenin öğrenmek için zor olduğunu söylüyorlar.
- People from all over the world say that English is difficult to learn.
O, 30 yaşın üstünde ama yine de mali açıdan ailesine bağlı.
- He's over 30 but still financially dependent on his parents.
Yine de, savaş bitmedi.
- Still, the war was not over.
Artık onun hakkında konuşmayalım.
- Let's not go over that again.
Bizim için artık yolun sonu.
- It's all over for us.
Oradaki yüksek binayı görüyor musun?
- Do you see that tall building over there?
Şuradaki yüksek binayı görüyorsun değil mi?
- You see that tall building over there, don't you?
Tom kış boyunca kilo aldı.
- Tom gained weight over the winter.
Bütün gece boyunca dağlarda dolaşıyordum.
- I was roaming over the mountains all through the night.
Tokyo borsasında, aşağı yukarı 450 şirketin hisse senetleri sayaç üzerinde işlem gördü.
- In the Tokyo stock market, stocks of about 450 companies are traded over the counter.
Çocuk, çitin üzerinden atladı.
- The boy skipped over the fence.
Over meatloaf and mashed potatoes (being careful not to talk with his mouth full), Stanley told about his adventure.
The latest policy was over-conservative.
Let's go over scene 3 from the top.
I think I’m over my limit for calories for today.
Let's walk over the hill to get there.
Sales are down this quarter over last.
How do you receive? Over!.
He bent over to touch his toes.
Climb up the ladder and look over .
Can I sleep over?.
I'll bring over a pizza.
standard cash count forms used to record the count and any overs or unders.
I lost my paper and I had to do the entire assignment over.
four over two equals two over one.
He is finally over his ex-girlfriend.
I moved over to make room for him to sit down.
The quick brown fox didn't jump over the lazy dog.
- The quick brown fox did not jump over the lazy dog.
The quick brown fox did not jump over the lazy dog.
- The quick brown fox didn't jump over the lazy dog.
... OBAMA: Barry, I think a lot of this campaign, maybe over the last four years, has been devoted ...
... about potentially a ' a 30 ' a 30 percent cut in Medicaid over time. Now, you know, ...