Bir oda ayırtmak istiyorum.
- I would like to book a room.
Yarın akşam için dört kişilik bir masa ayırtmak istiyorum.
- I'd like to book a table for four for tomorrow night.
Onları temiz tutmak şartıyla sana elimdeki kitapları ödünç vereceğim.
- I will lend you the books, which I have at my disposal, on condition that you keep them clean.
Kitaplarının tam listesini istiyorum.
- I want a complete list of your books.
Keşke yeni basılmış kitapların bir listesini yapsan.
- I wish you would make a list of the newly published books.
Birtakım nüfuz sahibi arkadaşlarım var.
- I have a number of influential friends.
Tom, kendi veda yemeğinde birtakım müstehcen espriler yaptı ve bazı meslektaşları bundan rencide oldu.
- Tom told a number of off-colour jokes at his farewell dinner, and some of his colleagues were offended.
Kitap kulübüne kayıt yaptırmak, tanıtım paketinden sonra üç kitap daha satın almanızı şart koşar
- Enrolling in the book club obligates you to buy three more books after the introductory package.
Bugün birkaç öğrenci eksik.
- A number of students are absent today.
Birkaç arkadaş onu uğurladılar.
- A number of friends saw him off.
O, defterinde kitaptaki bir resmin kopyesini çizmişti.
- In her notebook, she drew a copy of the picture that was in the book.
Tom küçük siyah defterine Mary'nin telefon numarasını yazdı.
- Tom wrote Mary's phone number in his little black book.
Bu raflar birçok kitabı destekleyemez.
- These shelves cannot support so many books.
Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı.
- The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.
Fadıl, Leyla'dan bir dizi mektup aldı.
- Fadil received a number of letters from Layla.
Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu.
- The councilor tabled a number of controversial motions.
Tom'un bilgisayarı çöktü ve o bir miktar önemli belgeleri kaybetti.
- Tom's computer crashed and he lost a number of important documents.
I spoke with a number of them about it.
A number of people have commented on it.