Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir.
- A lot of English words are derived from Latin.
Yolda birçok hayvan gördü.
- He saw a lot of animals on the road.
Tom, kendi veda yemeğinde birtakım müstehcen espriler yaptı ve bazı meslektaşları bundan rencide oldu.
- Tom told a number of off-colour jokes at his farewell dinner, and some of his colleagues were offended.
Birtakım nüfuz sahibi arkadaşlarım var.
- I have a number of influential friends.
O, çok miktarda para katkısında bulundu.
- He contributed a lot of money.
Avustralya çok miktarda yün ihraç etmektedir.
- Australia exports a lot of wool.
Bugün birkaç öğrenci eksik.
- A number of students are absent today.
Tom ve Mary birkaç kez birlikte yüzmeye gittiler.
- Tom and Mary have gone swimming together a number of times.
Sami bir piyango talihlisiydi.
- Sami was a lottery winner.
Tom'un tam Boston'un dışında bir sürü arsaya sahip.
- Tom owns a lot of land just outside of Boston.
Güney Fransa'da dağın yamacında emeklilik evi yapmayı planladığım küçük bir arsa aldım.
- I bought a small lot on the hillside in Southern France where I plan to build a retirement home.
Otoparktaki arabaların üçü dışında hepsi beyazdı.
- All but three of the cars in the parking lot were white.
Onların hepsi otoparkta bekliyor.
- They all are waiting in the parking lot.
Fadıl, Leyla'dan bir dizi mektup aldı.
- Fadil received a number of letters from Layla.
Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı.
- The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.
Bir miktar kitap çalındı.
- A number of books were stolen.
Tom'un bilgisayarı çöktü ve o bir miktar önemli belgeleri kaybetti.
- Tom's computer crashed and he lost a number of important documents.
a bad lot.
I spoke with a number of them about it.
A number of people have commented on it.