Onunla sinemaya gitmeye çekindim.
- I hesitated to go to the movie with him.
Haftada bir kez sinemaya gider.
- She goes to the movies once a week.
Filmi daha önce gördüğüm için televizyonu kapattım.
- I turned off the TV because I had seen the movie before.
Filmi görmek istiyorum.
- I'd love to see the movie.
Firmamızın sergi salonu bayanlar tarafından çok beğenildi.
- Our company's showroom was a hit with the ladies.
Çiçek sergisinde güllerini sergileyeceğim.
- I'm going to exhibit my roses at the flower show.
Tom'un biyopsi sonuçlarına göre, tümör iyi huyludur.
- The results of Tom's biopsy show that the tumor is benign.
Tom'un biyopsi sonuçlarına göre, tümör kanserlidir.
- The results of Tom's biopsy show that the tumor is cancerous.
İşi insanları eğlendirmek olan ve şovlara katılan kişi bir eğlendiren kimsedir.
- The man whose work it is to amuse people who attend a show is an entertainer.
Bu televizyon şovu şimdi tutuluyor.
- This TV show is catching on now.
Ne yapabileceğini göstermen için bu büyük bir fırsat.
- This is a big opportunity for you to show what you can do.
Dün gece bir meteor yağmuru görmek için iyi bir fırsat sağladı.
- Last night provided a good opportunity to see a meteor shower.
Tom bugün işe gelmedi.
- Tom didn't show up for work today.
O, işi için hiç gayret göstermedi.
- She shows no zeal for her work.
Videoda bir film izledim.
- I watched a movie on video.
Tom video mağazasından bir film kiraladı.
- Tom rented a movie at the video store.
En sevdiğim TV programı iptal edildi.
- My favorite TV show's been canceled.
Bu TV programı çocuklara yöneliktir.
- This TV show is aimed at children.
Let's catch a show.
... recommended a movie for you. ...
... it is to rent a movie and then play it on the Web, on your phone or on your tablet, ...