a mock fight made on horseback, a tilt

listen to the pronunciation of a mock fight made on horseback, a tilt
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a mock fight made on horseback, a tilt в Английский Язык Турецкий язык словарь

just
sadece

Biletler, alındığı gün de dahil olmak üzere sadece iki gün geçerlidir. - Tickets are valid for just two days, including the day they are purchased on.

Caz ölmedi, sadece komik kokuyor. - Jazz isn't dead, it just smells funny.

just
henüz

Eğer henüz yemek yediysen, yüzmesen iyi olur. - You'd better not swim if you've just eaten.

Henüz ne diyeceğimi bilmiyorum. - I just don't know what to say.

just
{s} tam

Aptal! Seni sevdiğini söylediğinde dürüst olmuyor. Hâlâ anlamadın mı? O, tam bir altın arayıcısı. - Idiot! She's not being honest when she says she loves you. Haven't you figured it out yet? She's just a gold digger.

Bir kelime kullandığımda,Humpty Dumpty ifade etmek için tam benim seçtiğimi o ifade ediyor-ne daha fazla ne daha az dedi. - When I use a word, Humpty Dumpty said, it means just what I choose it to mean - neither more nor less.

just
{s} yerinde

Bence Tom'un öfkesi sadece bir savunma mekanizması; Yerinde olsam şahsen bunu kabul etmezdim. - I think Tom's anger is just a defense mechanism; I wouldn't take it personally if I were you.

Ben onu ararken sadece bir dakika yerinde kal. - Just stay put for a minute while I look for him.

just
gücü gücüne
just
zar zor

Tom testi sadece zar zor geçti. - Tom just barely passed the test.

Tom kirayı ödemek için yeterli parayı zar zor kazanmayı başardı. - Tom just barely managed to earn enough money to pay the rent.

just
haksever
just
güç bela
just
tamı tamına
just
anca

Richter ölçeğine göre büyüklüğü 5.0'ı aşan beş sarsıntı sadece bu hafta Japonya sarstı, ancak bilim adamları beklenen en büyük artçının henüz vurmadığı konusunda uyarıyorlar. - Five tremors in excess of magnitude 5.0 on the Richter scale have shaken Japan just this week, but scientists are warning that the largest expected aftershock has yet to hit.

Kesinlikle. Ancak onu teyit etmem gerekecek, lütfen sadece biraz bekleyin. - Certainly. I will need to confirm it, however. Please wait just a moment.

just
tastamam
just
{s} net

Sadece net bir cevap istiyorum. Daha fazla bir şey değil. - I just want a straight answer. Nothing more.

just
(İnşaat) henüz, hemen, ancak K
just
tam anlamıyla

Her şey tam anlamıyla önceki gibi. - Everything's just like before.

Yeni şapkana tam anlamıyla bayılıyorum. - I just adore your new hat.

just
tek kelimeyle

Bu uygulama, tek kelimeyle, pilini tüketiyor. - This application just eats up your battery.

Tom tek kelimeyle iyi yönetiyor. - Tom has been managing just fine.

just
justnesshak
just
the just iyiler justly adaletle
Английский Язык - Английский Язык
{n} just
a mock fight
{n} joust
a mock fight made on horseback, a tilt
Избранное