Erkek torunumu görmeye gittiğimde her zaman ona bir şey veririm.
- When I go to see my grandson, I always give him something.
Tom Mary'nin erkek torunudur.
- Tom is Mary's grandson.
Yaşlı adama her zaman torunu eşlik eder.
- The old man is always accompanied by his grandson.
Titan'da bir kolonide yaşamak: Tomas'ın torunu, Tomas'ın kendi klonu olan oğlunun klonuydu. Onlar üç kuşak klondu.
- Living in a colony on Titan, Tomas' grandson was a clone of his son, who was a clone of himself, Tomas. They were three generations of clones.