a male child, a boy or man in relation to his parents; one's male offspring

listen to the pronunciation of a male child, a boy or man in relation to his parents; one's male offspring
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a male child, a boy or man in relation to his parents; one's male offspring в Английский Язык Турецкий язык словарь

son
oğul

O, arazisini oğulları arasında dağıttı. - He distributed his land among his sons.

Şimdi büyük oğullar babalarından oldukça bağımsızlar. - The elder sons are now quite independent of their father.

son
erkek evlat.oğul
son
{i} çocuk

Orada duran çocuk benim oğlumdur. - The boy standing over there is my son.

Şarkı söyleyen çocuk benim erkek kardeşimdir. - The boy singing a song is my brother.

son
it oğlu it
son
Hay Allah
son
evladım
son
piç oğlu piç
son
Hazreti İsa
son
{i} oğul, erkek evlat
son
son of a gun it kırıntısı
son
oğlu

Küçük oğlum araba sürebiliyor. - My little son can drive a car.

Onun oğlu ünlü bir piyanist oldu. - His son became a famous pianist.

son
oğlum

Küçük oğlum araba sürebiliyor. - My little son can drive a car.

Oğlumuz savaşta öldü. - Our son died during the war.

son
{i} erkek evlât

O, şimdiye kadar sahip olduğumuz tek erkek evlat. - He is the only son that we have ever had.

Tom bana bir erkek evlat gibi. - Tom is like a son to me.

Английский Язык - Английский Язык
son

The Chinese and Indians say all too often: I want a son, not a daughter..

a male child, a boy or man in relation to his parents; one's male offspring

    Расстановка переносов

    a male child, a boy or man in re·la·tion to his parents; one's male off·spring

    Произношение

Избранное