Hawaii'e giderken, bu kayık motorunun yarı yolda bozulmayacağını umalım.
- Let's hope this boat engine doesn't give up the ghost when we're halfway to Hawaii.
Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.
- Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.
Trenin iki tane lokomotifi var.
- The train has two engines.
Oradaki insanlar itfaiye arabasına yol açtı.
- The people there made way for the fire engine.
Kısa sürede itfaiye arabasının etrafında bir kalabalık toplandı.
- A crowd soon gathered around the fire engine.
Bir buhar makinesi onun vasıtasıyla ısının işe dönüştürüldüğü bir makinedir.
- A steam engine is a machine by means of which heat is transformed into work.
Tom makine mühendisi olmak için öğrenim görüyor.
- Tom is studying to be a mechanical engineer.