Buna bir göz atmak ister misin?
- Would you like to take a look at it?
Lütfen ne zaman isterseniz içeri gelip sergimize bir göz atmak için tereddüt etmeyin.
- Please do feel free to come in and take a look at our exhibition anytime.
Bu Japon arabasına bak.
- Look at this Japanese car.
Bu resme her bakışımda, babamı hatırlarım.
- Every time I look at this picture, I think of my father.
Sabah güneşi bakmak için çok parlak.
- The morning sun is too bright to look at.
O, postere bakmak için durakladı.
- He paused to look at the poster.
... Basically, this technology can look at the input from the camera and figure out where ...
... But you look at the one on the right, a sea of phones ...