Meseleyi ona bırakmaktan başka çaremiz yoktu.
- We had no choice but to leave the matter to him.
Meselenin önemini ona iyice anlatmalısın.
- You must bring home to him the importance of the matter.
Madde sıcaklığa göre hal değiştirir.
- Matter changes its form according to temperature.
Madde üzerinde konuşalım.
- Let's talk over the matter.
Bu konuyu tartışmak için özel bir isteğim yok.
- I have no particular desire to discuss that matter.
Bu kesinlikle özel bir mesele.
- This is strictly a private matter.
Şitaki bir çeşit mantardır.
- A shiitake is a kind of mushroom.