Şifoniyeri taşıyalım.
- Let's move the dresser.
Bu şifoniyer çok yer kaplar.
- This dresser takes up too much room.
Onun dikiş sepeti, şifonyer çekmeceleri ve külotlu çorap rafları hepsi sistemli olarak yerli yerinde düzenlenir.
- Her sewing basket, dresser drawers and pantry shelves are all systematically arranged in apple-pie order.
Saatini şifonyerde bırakmışsın. Bu sabah battaniyeleri taşırken onu orada gördüm.
- You left your watch on your dresser. I saw it there this morning while I was moving the blankets.
Şitaki bir çeşit mantardır.
- A shiitake is a kind of mushroom.