Benim sponsorum benim öneriyi kabul etmek için istekliydi.
- My sponsor was willing to agree to my suggestion.
Ben, öneriyi onaylıyorum.
- I approve the suggestion.
Onun teklifi hakkında ne düşünüyorsun?
- How do you feel about his suggestion?
Teklifiniz toplantıda ele alındı.
- Your suggestion came up at the meeting.
Tom, tavsiyeleri sağır kulaklara düştüğünde hayal kırıklığına uğradı.
- Tom became frustrated when his suggestions fell on deaf ears.
Doktorun tavsiyelerine uydu.
- He followed the doctor's suggestions.