Kalabalık oditoryuma akın etti.
- The crowd surged into the auditorium.
Tom'un oditoryumu terk ettiğini gördüm.
- I saw Tom leave the auditorium.
Toplantı salonunda sıcak olacağını biliyordum.
- I knew it would be hot in the auditorium.
Herkes toplantı salonunda.
- Everybody's in the auditorium.
Konferans salonundaki en kötü koltuk ses mühendisinin tam arkasında 12. sıradaki orta koltuktur.
- The worst seat in the auditorium is the middle seat in the 12th row right behind the sound engineer.
Konferans salonu hıncahınç dolu.
- The auditorium is packed.
Tom hizmetliden konferans salonuna giden kapıyı açmasını istedi.
- Tom asked the janitor to open the door to the auditorium.