Yurtdışı deneyimleriyle ilgili birçok kitap yazdı.
- He has written lots of books about his experience abroad.
Birçok kız Tom'u sever.
- Lots of girls like Tom.
Kafamda çok şeyler olduğu için dün gece iyi uyuyamadım.
- I couldn't sleep well last night because there were lots of things on my mind.
Oyun çok sayıda insanı heyecanlandırdı.
- The game excited lots of people.
Tom bize yiyecek bir sürü şey verdi.
- Tom gave us lots to eat.
Henüz sana söylemediğim bir sürü şey var.
- There are lots of things I haven't told you yet.
Last year I ran lots faster than him.