Elizabeth'e halasının adı verildi.
- She was named Elizabeth after her aunt.
O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
- When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
Noel için nineme bir gömlek vereceğim.
- I'll give grandma a shirt for Christmas.
Teyzem bana yeni bir etek yaptı
- My aunt made a new skirt for me.
Ben, dün hiç zaman kaybetmeden teyzemi hastanede ziyaret ettim.
- I lost no time in visiting my aunt in the hospital yesterday.
Babamın erkek kardeşinin karısı benim yengemdir.
- My father's brother's wife is my aunt.
Sami yengesiyle birlikte yaşıyordu.
- Sami lived with his aunt.
Büyük annem çok yaşlandı.
- My grandma has gotten very old.
Büyük anne hamur ona yapışmasın diye oklavanın üstüne un serpti.
- Grandma sprinkled flour on the rolling pin so the dough wouldn't stick to it.
Büyükannem sadece biraz çorba içti.
- My grandma just drank a bit of soup.
Büyükannemin kurabiyesi için bir tarife bulduk.
- We found a recipe for grandma's cookies .
Babaannem eğildi ve bir iğne ve iplik aldı.
- My grandma stooped down and picked up a needle and thread.
Babaannem 75 yaşında.
- My grandma is 75 years old.
Had our beloved gammy lost it?.
My grandma texts faster than you.
- My grandmother texts faster than you.
... My grandmother was like a 75 word per minute administrative assistant, and she was like ...
... are folks who've worked hard, like my grandmother. And there are millions of people out there ...