Tom şapkasındaki bir parça kiri fırçaladı.
- Tom brushed a bit of dirt off of his hat.
Ben bir çocukken, böceklere dokunmak beni bir parça rahatsız etmezdi. Şimdi neredeyse onların resimlerine bakmaya katlanamıyorum.
- When I was a kid, touching bugs didn't bother me a bit. Now I can hardly stand looking at pictures of them.
Biraz sakinleşmelisin.
- You should relax a bit.
Sandalyeyi biraz oynatabilir misiniz?
- Could you move the chair a bit?
Kimya ile zerre kadar ilgilenmiyorum.
- I'm not a bit interested in chemistry.
Could you move that up a bit?.