Gömleğimi ütülemek zorundayım.
- I have to iron my shirt.
Onların işi giysileri ütülemek.
- Their job is to iron clothes.
Altın demirden daha ağırdır.
- Gold is heavier than iron.
Altın demirden daha ağırdır.
- Gold's heavier than iron.
Tom elbiselerini ütüledi.
- Tom ironed his clothes.
Tom'un eskiden uyuduğu odada bir dikiş makinesi ve bir ütü masası var.
- There is a sewing machine and an ironing board in the room where Tom used to sleep.
Bu kupa demirden yapılmıştır.
- This mug is made of iron.
Köprü demirden yapılmış.
- This bridge is made of iron.
Tom'un Mary'nin cinayet gecesi için sıkı bir mazereti var.
- Tom has an ironclad alibi for the night of Mary's murder.