Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a generic term for sucrose, glucose, fructose, etc

listen to the pronunciation of a generic term for sucrose, glucose, fructose, etc
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a generic term for sucrose, glucose, fructose, etc в Английский Язык Турецкий язык словарь

sugar
{i} şeker

O, şekersiz kahve sever. - He likes coffee without sugar.

Bu kurabiyelerdeki şekeri azaltmalılar. - They should decrease the sugar in these muffins.

sugar
{f} şeker koy

Tom çayına çok fazla şeker koyar. - Tom puts too much sugar in his tea.

Biraz daha şeker koyun. - Put in a little more sugar.

sugar
şeker koymak

Tom her zaman iyi bir fincan kahveyi mahvetmenin en iyi yolunun içine krema ve şeker koymak olduğunu söylüyor. - Tom always says the best way to ruin a good cup of coffee is to put cream and sugar in it.

sugar
tatlı sözlerle yumuşatmak veya hafifletmek
sugar
{f} tatlı sözler etmek
sugar
{i} para
sugar
şekerlenmek
sugar
{i} şekerim

Daha fazla şekerimiz yok. - We don't have any more sugar.

Hiç kalan şekerimiz var mı? - Do we have any sugar left?

sugar
{f} şeker katmak
sugar
{f} kompliman yapmak
sugar
{i} tatlım
sugar
akça ağaçtan şeker çıkarmak
sugar
sugar beet şeker pancarıBeta saccharifera
sugar
{i} iltifat
sugar
{i} tatlı söz
sugar
{i} kompliman
Английский Язык - Английский Язык
sugar