Bana bir fincan kahve getirir misin? Memnuniyetle, canım.
- Would you get me a cup of coffee? With pleasure, my dear.
Hayır, canım, atla gitsen iyi olur.
- No, my dear, you had better go on horseback.
Merhaba, canım, sevgilim, tatlım, kaderim. Günün nasıldı?
- Hi, my dear, my darling, my honey, my destiny. How was your day?
Bu kitap benim için çok değerli.
- This book is too dear for me.
O benim için çok değerlidir.
- She is very dear to me.
Taze sebzeler kışın çok pahalıdır.
- Fresh vegetables are very dear in winter.
Tom, çocuklarını içtenlikle seviyordu.
- Tom loved his children dearly.
Birbirimizi içtenlikle seviyoruz.
- We love each other dearly.