Bu durum hipotezimi destekliyor.
- These facts support my hypothesis.
Bu durumda belirleyici faktör neydi?
- What was the determining factor in this case?
Bu gerçek bir olaydır.
- That is an actual fact.
Olayın nedenini belirlemek için bir gerçeği bulma komitesi kuruldu.
- A fact-finding committee was set up to determine the cause of the incident.
Çok sayıda ekonomist, o gerçekten habersiz.
- Many economists are ignorant of that fact.
Bunlar gerçeklerdir. Onlar hakkında sıkı düşünün!
- These are the facts. Think hard about them!
Bir kaynak olmadan olgusal ifadeler üretmeyin.
- Don't make factual statements without a source.
Olgun insanlar fikirler hakkında konuşur, aydınlar gerçekler hakkında, ve sıradan insanlar da ne yedikleri hakkında konuşurlar.
- Wise men talk about ideas, intellectuals about facts, and the ordinary man talks about what he eats.
Mary bilgisayarında çalışıyor gibi davrandı ama aslında o, konuşmaya kulak misafiriydi.
- Mary pretended to be working on her computer, but in fact she was eavesdropping on the conversation.
O fabrika, bilgisayar üretimi içindir.
- That factory is for the manufacture of computers.
Let's look at the facts of the case before deciding.
There is no doubting the fact that the Earth orbits the Sun.
The facts about space travel.
He had become an accessory after the fact.
... in fact human behavior and human attitude almost works backwards Bob ...
... six passes let me have meant about me that a fact in that ...