Şiddetli yağmur balık tutmaya gitmemizi engelledi.
- The heavy rain prevented us from going fishing.
Şiddetli yağmur nedeniyle, oyun iptal edildi.
- The game was canceled because of heavy rain.
Bir tayfun kuvvetli rüzgarlarla ve toplu taşıma araçlarını durduran şiddetli yağmurlarla çarşamba günü Tokyo'yu vurdu.
- A typhoon hit Tokyo on Wednesday with strong winds and heavy rains stopping public transportation.
Yağmurun yanında şiddetli rüzgarları yaşadık.
- Besides the rain, we experienced heavy winds.
Bu bir ağır iş makinesidir.
- This is a heavy-duty machine.
Bu ağır iş yükü benim için çok fazla.
- This heavy workload is too much for me.
Yoğun trafikten kaçınmak için tali yoldan gitti.
- He took a detour to avoid the heavy traffic.
Biz yoğun trafikten kaçınmak için, bir arka yoldan gittik.
- We took a back road to avoid the heavy traffic.
Bu masa Patty'nin kaldırması için çok ağırdı.
- This desk was too heavy for Patty to lift.
Çanta benim tek başıma taşıyamayacağım kadar çok ağırdı.
- The bag was too heavy for me to carry by myself.
A fight started outside the bar but the heavies came out and stopped it.