a deep or abiding liking for something

listen to the pronunciation of a deep or abiding liking for something
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a deep or abiding liking for something в Английский Язык Турецкий язык словарь

love
sevmek

Ne kadar zor bir şey, sevmek ve akıllı olmak, ve her ikisi birden. - How difficult a thing it is, to love, and to be wise, and both at once.

Sevmek kolay fakat sevilmek zordur. - It is easy to love, but hard to be loved.

love
{i} sevda
love
{i} aşk

Aşk onu rüyalarında görmektir. - Love is seeing her in your dreams.

Sen benim hayatımın aşkısın. - You're the love of my life.

love
{i} sevgi

' Felsefe ' bilgelik sevgisi anlamına gelen Yunanca bir kelimedir. - 'Philosophy' is a Greek word that means the love of wisdom.

Sevgiden daha pahalı bir şey yoktur. - There's nothing more expensive than love.

love
{i} tutkunluk
love
{f} sevmek, âşık olmak
love
{i} sevgili

Onun sevgilisi İngiliz hükümeti için çalışan bir casus. - Her lover is a spy working for the British government.

Mary'nin sevgililer günü için Tom'a bir şey almaya parası yoktu bu yüzden ona sadece seni seviyorum! dedi. - Mary didn't have the money to buy Tom anything for Valentine's Day, so she just told him I love you!

love
{i} yar

Yaramaz oğul, babasını sevdi. - The mischievous son loved his dad.

O, benim erkek arkadaşım değil, sadece yararı olan platonik aşk. - He's not my boyfriend, it's just platonic love with benefits!

love
(Argo) mala vurmak
love
(Argo) cinsel ilişkiye girmek
love
aşık olmak

Senin ona aşık olduğun kadar, onun sana aşık olduğunu bilmiyorsan; birine aşık olmak zordur. - It's hard to love somebody when you don't know whether they love you as much as you love them.

Âşık olmak biraz zaman alır. - Falling in love takes some time.

love
(İİ.) canım
love
ile sevişmek
love
love charm aşk hus
love
(isim) aşk, sevgi, sevda, tutkunluk, sevgili, hayranlık; yar
love
Küpid
love
aşk tanrısı
love
eros
love
sevme

Hiç kimse onun onu sevip sevmediğini bilmiyor. - No one knows if he loves her or not.

Biz komşularımızı sevmeliyiz. - We should love our neighbors.

love
(fiil) sevmek
Английский Язык - Английский Язык
love

My love of cricket knows no bounds.

a deep or abiding liking for something

    Расстановка переносов

    a deep or a·bid·ing lik·ing for some·thing

    Турецкое произношение

    ı dip ır ıbaydîng laykîng fôr sʌmthîng

    Произношение

    /ə ˈdēp ər əˈbīdəɴɢ ˈlīkəɴɢ ˈfôr ˈsəmᴛʜəɴɢ/ /ə ˈdiːp ɜr əˈbaɪdɪŋ ˈlaɪkɪŋ ˈfɔːr ˈsʌmθɪŋ/
Избранное