İnsan ölümlerinin çoğuna, sigara dumanı neden olmuştur.
- A lot of human deaths are caused by smoking cigarettes.
Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
- You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
O, kalkış için hazırlandı.
- He got ready for departure.
Trenin kalkışı ertelenecek.
- The train's departure will be delayed.
Bu bilet için ayrılış tarihini değiştirebilir misiniz?
- Could you change the departure date for this ticket?
Ayrılış tarihinizi öğrenebilir miyim?
- May I know the date of you departure?
Jane doğal bir ölümle ölmedi.
- Jane didn't die a natural death.
Kan kaybından ölmeyeceksin.
- You won't bleed to death.
İnsan ölümlerinin çoğuna, sigara dumanı neden olmuştur.
- A lot of human deaths are caused by smoking cigarettes.
Bazen kardiyovasküler hastalığın ilk belirtisi ölümdür.
- Sometimes the first symptom of cardiovascular disease is death.
O, babasının ölümünden sonra ailesi için baş vurulacak tek kişiydi.
- He was the only recourse for his family after his father's death.
Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
- You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
Savaş kente ölüm ve yıkım getirdi.
- The war brought about death and destruction in the city.
Onlar söylenemeyecek miktarda ölüm ve yıkıma neden oldular.
- They caused an untold amount of death and destruction.
Gidişini Pazara kadar erteledi.
- He put off his departure till Sunday.
Gidişini ertelemeye karar verdi.
- He decided he would put off his departure.
Çim'de, hareket istasyonuna gitmek ve tren biletleri orada almak zorundasın.
- In China, you have to go to the departure station and buy train tickets there.
O, babasının ölümünden sonra işle ilgilendi.
- He took care of the business after his father's death.
Kızının ölümü üzerine ağladı.
- He wept over his daughter's death.
When death walked in, a chill spread through the room.
The death of my grandmother saddened the whole family.
... the difference in death rates is much smaller than the difference in fertility rates. So ...
... Second is that apart from the death of the article, isn't ...