Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Tom sonunda bulmacayı çözdü.
- Tom finally solved the puzzle.
Biraz daha sabırlı olsaydın, bulmacayı yapabilecektin.
- You'd be able to do the puzzle if only you had a little bit more patience.
O, bilmeceyi kolaylıkla çözdü.
- She solved the puzzle with ease.
Henüz bilmeceyi çözmedim.
- I haven't solved the puzzle yet.
Tom bir bulmaca çözerken bankta bekliyordu.
- Tom was waiting on a bench, doing a crossword puzzle.
Tom çapraz bulmacayı seviyor.
- Tom likes crossword puzzles.
Fadıl Sadık'ın öldürülmesi araştırmacıları hayrete düşürdü.
- The murder of Fadil Sadiq puzzled the investigators.
Beni en çok hayrete düşüren şey Mary'yi görmeye gitmek için Tom'un bile neden rahatsız olduğudur.
- What puzzles me most is why Tom even bothered to go see Mary.