O her sabah koşmaya gider.
- She goes running every morning.
Tom beni dün sabah saat dokuzda aradı.
- Tom called me yesterday at nine in the morning.
Tom ve ben bir kuyu kazmaya başlamayı planlıyoruz.
- Tom and I plan to start digging a well tomorrow morning.
Ertesi sabah erken başlamayı kararlaştırdık.
- We agreed to start early the next morning.
Günaydın. Bugün hava güzel.
- Good morning. We have good weather today.
Günaydın, nasılsınız?
- Good morning, how are you doing?
İyi sabahlar, doktor!
- Good morning, doctor!
Tünaydın bayanlar ve baylar.
- Good afternoon, ladies and gentlemen.
Tom bu sabah geç bir başlangıç yaptı.
- Tom got a late start this morning.