Biz, öğleyin pizza ve tavuk yedik.
- We've eaten pizza and chicken at noon.
Biz biraz tavuk çorbası yedik.
- We had some chicken soup.
Tavuğun civcivleri yumurtadan çıkıyorlar.
- The hen's chicks are hatching.
İncil'e göre, pelikan civcivlerini kendi kanıyla besledi.
- According the bible, the pelican fed its chicks with its own blood.
Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.
- Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.
Bu piliç çok pişirilmiş.
- The chicken is overcooked.
Bu piliç çok pişirilmiş.
- The chicken is overcooked.
Tabakta bir parça piliç, bir patates ve biraz yeşil bezelye vardı.
- On the plate was a piece of chicken, a potato and some green peas.
Tabakta bir parça piliç, bir patates ve biraz yeşil bezelye vardı.
- On the plate was a piece of chicken, a potato and some green peas.
chicken out olarak sözlükte yer alıyor.
Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.
- Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.
Tom, kızarmış tavuk seviyor.
- Tom loves fried chicken.
Ben bir çocukken su çiçeği geçirdim.
- I had chicken pox when I was a kid.
Suçiçeği, çocuklar için kaşıntılı bir baş belasıdır.
- Chicken pox is an itchy nuisance for kids.
Sen böyle bir korkaksın.
- You're such a chicken.
Tom, kızarmış tavuk seviyor.
- Tom loves fried chicken.
Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı.
- Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.
This case will make a stir, sir, he remarked. It beats anything I have seen, and I am no chicken..
... Double-Double from In-N-Out Burger or chicken nuggets ...
... my guitar player will lean over to me and say, "That girl is dressed like a chicken." ...