Gitmiyorum.çünkü,diğer nedenler arasında,param yok.
- I am not going, because, among other reasons, I don't have money.
Onun istifa etmesi için bir neden yok.
- There is no reason why he should resign.
Söylediği gerekçeyi anlamak zor.
- The reason which he gave is hard to understand.
Gerekçelerini anlıyorum.
- I understand your reasons.
Açık söylemek gerekirse, bu takımın kazanamayacak olmasının sebebi onları geride tutmanızdır.
- To put it bluntly, the reason this team won't win is because you're holding them back.
Tom kalma sebebi bulmak için elinden geleni yaptı.
- Tom did his best to find a reason to stay.
proof, more or less decisive, for an opinion or a conclusion.
... [ Laughter ] >>Taylor Swift: 'Cause he's like Scottish ...
... the inner courtyard lined with poor to cause has a mosque in the center ...