Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a carouse; a drinking

listen to the pronunciation of a carouse; a drinking
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a carouse; a drinking в Английский Язык Турецкий язык словарь

booze
{f} içki içmek

İçki içmek cevaptır ama şimdi soruyu hatırlayamıyorum. - Booze is the answer, but now I can't remember the question.

booze
piyizlenmek
booze
mazot
booze
içki

İçkiyi nerede tutuyorsun? - Where do you keep the booze?

Tom sadece seks ve içki alemiyle ilgileniyordu. - Tom was only interested in sex and booze.

booze
kafayı çekmek
booze
içmek

İçki içmek cevaptır ama şimdi soruyu hatırlayamıyorum. - Booze is the answer, but now I can't remember the question.

booze
kafayı çek
booze
{i} cümbüş
booze
boozerayyaş kimse
booze
alkol
booze
(fiil) içki içmek, kafayı çekmek (Argo), alem yapmak (Argo)
booze
i., k.dili. içki, alkollü içecek. f., k.dili. kafa/kafayı çekmek
booze
{i} içki alemi

Tom sadece seks ve içki alemiyle ilgileniyordu. - Tom was only interested in sex and booze.

booze
dili alkollü içki
booze
{f} alem yapmak (Argo)
booze
{i} alem

Tom sadece seks ve içki alemiyle ilgileniyordu. - Tom was only interested in sex and booze.

booze
bouse i
Английский Язык - Английский Язык
booze